27 Kasım 2008 Perşembe

Haber61 yazılarım

Herkese tekrar merhaba,
Arkadaşlar bir süredir Trabzon'da HABER61 adında haftalık bir gazete yayınlanmaktadır.
İngiliz SUN Gazetesi boyutlarında güzel ve şık bir gazete..
Sağolsun sahibi olan arkadaşlarım bana da yazı yazmam için bir köşe ayırdılar.
Dolayısı ile sizlere de burada daha önce yayınladığım HAYATI YAKALA yazımdan başlayarak gazetedeki köşemde düşüncelerimi kamuoyu ile paylaşıyorum.
Sevgili Nur Kardeşim yayınlanan haftalık yazılarımı burada da yayınlamamı dolayısı ile Trabzon Günceli de dahil olmak üzere işlemeye çalıştığım konuları sizlerle paylaşmamı ve sizleri de haberdar etmemi rica etti.
Zira bu gazete yeni bir gazete ve henüz herkese ulaşabilmiş değil..
Bu inceliğinden dolayı Nur Somel'e buradan tekrar teşekkür ediyorum. Bunun benim için bir onur olduğunu ifade ediyorum.

Bazı yazılarım güncelliğini yitirdiği için, içlerinden uygun olanları bugünden itibaren sizlere sunuyorum..


GÜZEL VE DOĞRU BİR ADIM

Konuya nereden nasıl başlasam ?...
Aslında eski ve ilginç bir konu ve bir haftalık köşe yazısı formatı içerisinde ele alınabilecek bir konu da değil. Dolayısı ile gelecek haftalarda mimarlık, şehircilik ve Trabzon ana başlıklarında ele alacağımız muhtemel konularda bugüne tekrar dönüş yapacağız.
Bu hafta hafif raylı sistemden hafifçe bahsedeceğim.
Mimarlıkta, daha öğrencilikten gelen bir deyim vardır ; Bitmemiş proje yoktur, her başlangıç o projenin bitirilmesi demektir.
Bu kentte dert ettiğimiz sorunlarla ilgili fikirlerimizi, işin eğitimini almış iyi birer Trabzon’lu ve profesyonel insanlar olarak yıllardır kamuoyu ile paylaşıp durduk. Sorunları sadece ortaya koymakla kalmadık, Trabzon Kent Bilinci hassasiyeti içerisinde çözüm yollarını da işin başındaki yetkililere ve halkımıza defalarca arz ettik.
Gelecek haftalarda daha detaylı işleyeceğiz; Trabzon ne yazık ki gelişmesini eski yapısı içerisinde sürekli ona müdahalede bulunarak sağlamaya çalışan bir kent.. Son birkaç yıldır yasaların da yardımı ile mikro ölçekte eski bilinci oluşmaya başladı ama işin bütününde iyimser olabilmek için biraz daha yol kat etmemiz gerekmektedir.
Hal böyle olunca kent merkezine sürekli yüklenen trafik zaman içinde içinden çıkılamaz bir hal aldı.
Uzatmayalım, Belediyemiz yıllardır dillerde olan ama bir türlü pratiğe dökülemeyen hafif raylı sistem projesi için ilk imzayı attı. Şimdiye kadar sorunun çözümünde, konulara genelden bakmayıp ayrıntılarla uğraştığımız için hangi cadde, hangi sokak kapatılsın, dolmuş nereye girsin, özel araç nereden gitsin gibi detaylarla zaman geçirildiğinden, bu imza derin bir soluk gibi geldi bize.
Bizden hariç bir yiğit çıkıp da ; arkadaşlar cadde, sokak ile uğraşmayın, kararı radikal alın ve kent merkezini trafiğe kapatın demedi diyemedi. Halbuki böyle bir karar bazı çevrelerce tepki çekse bile bir adım anlamında işleri çok kolaylaştıracaktı. Bir kabul olacaktı, yol haritamızı da buna göre çizecektik. Bugün atılan bu güzel imzayı belki çook yıllar önce atmış olacak ve şu anda hafif raylı sistemi halletmenin keyfi ile başka sorunlara değinecektik. Nihayetinde geç oldu ama, önemli olan başlamak dedik ya, gerisi çorap söküğü gibi gelecektir.
Şimdi yapılması gereken şu olmalıdır;
Hafif raylı sistemi başta şoför esnafı ve meslek kuruluşları olmak üzere bütün halkımıza ayrıntısı ile anlatmalı, eğitici seminerler düzenlemeliyiz. Daha rahat kavranması bakımından konuyu simulatör ortamında sinevizyon gösterileri ile halkımıza birebir yaşatmalıyız. Dolayısı ile bu yeni sistemi bilinçli tüketiciler olarak tam bir uyum ve huzur içinde karşılamalıyız.
Bu deneyimi yaşamış kentlerin ( ki Eskişehir çok ciddi bir örnektir ) yetkililerini Trabzon’a davet etmeli ve bu süreci halkımıza aktarmalarını sağlamalıyız.
Şoförler Cemiyeti Başkanı Arkadaşımız konuya ticari ve özel araç ayrımını yaparak bakmakta ve bunu da ticari bir kaygıyla dile getirmektedir. Aslında tekilde baktığımızda çok da haksız değil. Bugün yaşamakta olduğumuz kent kültürümüzdeki dejenerasyona bir anlamda kendi ticari kaygısı içerisinde parmak basmaktadır. İnsanlar artık yürümemekte ve araçları ile adeta kent merkezinde caka satmaktadırlar. Çılgınlık boyutundaki bu araç tüketiminin ülkemizde başka hangi mütevazi Anadolu Kentinde olabileceğini doğrusu merak etmekteyiz. Dolayısı ile kent merkezinde tekrar bir yaya kültürünün yaratılması için bir adımdır raylı sistem.
Şoför esnafın mağdur olacağı yönündeki düşüncelerin ise kent biliminde çok da yeri yoktur. Esas olan şoför esnafın bu sistem içerisine dahlinde herkesin ne kadar şeffaf ve samimi olduğudur.
Meydan parkındaki kuş seslerinin duyulabildiği, müzik dinletilerinin yapılabildiği, adeta yorgunluk ve stres atılabilen, bir kent merkezinden bahsediyoruz ki hem buna hem de raylı sistemin uzatılması gereken güzergahına gelecek haftalarda ayrıntısıyla tekrar değineceğiz.

Gürol Ustaömeroğlu
6 fen K

Hiç yorum yok: