13 Şubat 2009 Cuma

Öncelikle Ergun arkadaşımızın teyzesi için rahmet dilemek istiyorum. Mekanı cennet olsun.

Blogumuzu takip eden arkadaşlar görüyorlardır ki, sevgili Nur arkadaşımızın gayreti, Gürol ve İlham arkadaşlarımızın yazıları da olmazsa sayfada hiç bir hareket olmayacak.
Oysa ki eminim bu yazılar ne hakkında olursa olsun, bize ulaştığında hepimiz de bir an için geçmişe, lise yıllarına dönüyor, o günleri ve arkadaşlarımızı hatırlıyoruzdur. Bugün nerelerde olursak olalım, hangi işi yapıyor, hangi arkadaşlarla takılıyor olursak olalım, bir an için o günlere dönmek o günlerin coşkusunu, gençlik enerjisini hissetmemize neden oluyordur. Gerçi hepimiz hala çok genciz. Eminim hepimiz de kesinlikle ihtiyarlamıyoruz, sadece yaşlanıyoruz.

Aslında herkesin ne kadar çok paylaşacak şeyleri vardır. Okuduğumuz bir kitaptan alıntı, gezip gördüğümüz yerlerle ilgili bilgiler, seyrettiğimiz bir filmin bizde bıraktığı tat, bir haber; günlük koşuşturmalarımıza biraz mola verip bütün bunları ve deneyimlerimizi paylaşabiliriz. Böylece hem sayfamız hareketlenir hem de bir daha ki yemekte bir araya geldiğimizde sanki hiç araya zaman girmemiş gibi olur.

Bugün bunları sadece arkadaşlarımızın gayretine teşekkür etmek için, yaptıklarını benim ve benim gibi eminim bir çok arkadaşımızın takdir ettiğini bilmelerini istediğim için yazmak istedim. İlerleyen zamanlarda umarım ben de onlar gibi sayfaya değişik şekillerde katkılarda bulunabilirim.

Tekrar teşekkürler ve sevgiler,

Gülten Yılmaz (6fenH)

12 Şubat 2009 Perşembe

Müzik...


Bu ay yeni çıkan albümler,Zuhal Olcay''Aşkın Halleri'',Müslüm Gürses ''Sandık'' ve Volkan Konak... Zuhal Olcay sanırım kötü,Müslüm Gürses ama, Muhteşem... İsterseniz yan tarafta yazıp bi dinleyin,
Benim yeni dinlediğim,farkettiğim demek daha doğru olacak'' Mercan Dede 800''.Olağanüstü bir albüm desem ,kendi hislerime tercüman olurum ama sevmeyenler için abartı olur tabii.Toplam 11 besteden oluşan çok sesli bir albüm.Yunus Emre ye ithafen yapılan şarkılar var Sufi bir albüm de denebilir.Sufi müzik sevenler hiç düşünmesinler de acep severmiyim diyenler,sayfanın solundaki ''Takip Ettiklerimiz'' bölümünden ''İstediğin Şarkıyı Dinle ''yi tıklayıp, mesela ''Mercan Dede-Ceza-Yıldız Tilbe-ey gökyüzü aydınlıkmısın veya tutsak'' yazıp dinlesin.

Vee karar verseniz de veremeseniz de gidip alın.Dinleyeceğiniz ,dinlerken de seveceğiniz bir an gelecektir...nur

10 Şubat 2009 Salı

1 Şubat 2009 Pazar

GÜCÜN DAYANILMAZLIĞI

Yerel seçimler olanca hızı ile yaklaşıyor. Ya da ülkemiz yerel seçime doğru olanca hızı ile gidiyor. Nereden bakmak isterseniz isteyin sonuç aynı çıkacak. Güç-
lüler kalacak veya seçilecek. Zayıflar gidecek veya seçilemeyecek.
İktidarlar her zaman güçlüdürler. Halk gücü ile iktidara gelirler. İktidar olmanın gücü ile de hareket ederler. Ama bu güç hiçbir zaman sonsuz olmamıştır. Yani dünya üzerinde sonsuzluğa oynamış ya da oynayıp da başarabilmiş bir iktidar gücü örneği yoktur. Ülkemizde de böyle bir iktidar görülmemiştir.
Ülkemiz gibi demokrasisi tam oturamamış ülkelerde iktidar gücü, iktidara men-
sup kişilerin şahsi güçleri ile beraber de değerlendirilebilmektedir. Hatta iktidarın sahip olduğu güç kişisel gücün bir tezahürü olarak da ortaya çıkabilmektedir. Yani ta-
vuk-yumurta ilişkisi gibi gri değil, tamamen net kişisel güce bağlı bir iktidara tanık olmak sıklıkla rastlanılan bir durumdur. Siyasi tarihimizin arşivi kişisel güçlere bağlı iktidarların dramatik sonlarını belgelemiş örneklerle doludur. Kişilerin güç kaybı, iktidarların güç kaybı olarak tarih sahnesindeki yerini almıştır.
Yerel seçimler böyle ortamların daha sık, hatta sürekli yaşandığı yarışmalar-
dır. Bunun ülkemizdeki yansıması bir başkadır, kentimizdeki yansıması daha bir başkadır. Yani Trabzon’da yerel seçime girecek partilerin iktidar veya ana muhalefet veya muhalefet partisi olması çok çok önemli olmayabilmektedir. Kaldı ki Trabzon 25 yıldır iktidara oy vermiş de değildir. Yani Trabzon Halkı iktidar gücüne olan muhale-
fetini yerel seçimlerde değerlendirebilmiştir. Belki de kimbilir iktidar gücüne olan tepkisinin bir yansımasıdır. Sebep ne olursa olsun Trabzon Halkı yerel seçimlerde kişisel gücü parti veya iktidar gücünün dışında tutmak istemiştir. Ama buna rağmen şimdiye kadar Trabzon’da bağımsız bir adayın seçim kazandığı veya dikkate alına-
bilecek bir oy aldığı da görülmemiştir. Demek ki kentimizde kişisel güç, iktidar veya parti gücünden üstün de olsa düşük de olsa bütüne olan inanç esas alınmaktadır.
Cumhuriyet Halk Partisi 2004 yerel seçimlerine Mevcut Başkan Sayın Volkan
CANALİOĞLU ile girdi ve kazandı. Adalet ve Kalkınma Partisi ise kıl payı kaybetti.
Şimdi her ikisi de at başı mart seçimlerine hazırlanıyorlar.
Bu son 5 yıllık dönemde Sayın Volkan CANALİOĞLU’nun kişisel gücü par-
tisinin Ana muhalefet Gücünün üstüne çıkmıştır. Perde arkasında gölgelerden okuya-
bildiğimiz kadarı ile de Sayın CANALİOĞLU ile İl Teşkilatı birbirlerine mesafeli dur-
muşlardır. Aralarında olumsuz hiçbir şey olmasa bile dışarıya verilen fotoğraf budur.
Peki sebep ne?
CHP’ İl Teşkilatı’nın Sayın CANALİOĞLU’nun gücünü içine sindirememesi mi? Yoksa Sayın CANALİOĞLU’nun bu 5 yılda edindiği kişisel gücünü kendisine yeterli mi görmesi? Ya da hiç biri mi? Galiba en az ihtimal bu sonuncusu. Yani burada bir güçler çatışmasından söz edebiliriz.
İyi de Sayın USTAÖMEROĞLU şimdi böyle bir eleştirinin sırası mı?
Elbette sırası. 5 yıldır Başbakanından İl parti üyesine kadar yerel seçimlere bilenen bir iktidar gücü bugün kendi adayının arkasında bir koşturmaca çalışıyor.
Ama sayın CANALİOĞLU yalnızca Başkan sıfatı ile günlük aktivitelerini gerçekleş-
tiriyor veya seçim gezilerini yapıyor. Belki bir bildikleri var, belki de şu anda siyasi gezilerle belediyeyi yıpratmak istemiyorlar.
Ne olduğunu zaman gösterecek.