20 Ocak 2009 Salı

TRABZONLU’LUK 2

12 Eylül 1980 sonrası ülkedeki taşların yavaş yavaş yerine oturma yolunda
İlerlediği dönemlerde Sayın Hasan MELEK başkanlığındaki Trabzon Belediyesi’nin
güzel icraatlara imza koyduğu günleri yaşıyoruz. Trabzon Lisesi 2. sınıf talebesiyim. Oturduğumuz sokak Aldı Kaçtı Sokak. Diğer bir adı ile Aldı Kaçtı Yokuşu. Vali Evi’nden yukarıya doğru devam eden Zeytinlik Caddesi ile sokağımızın birleştiği nok-
tada o dönemlerde eski bir mezarlık vardı. Mezar taşlarının çoğunun kaybolup gittiği daha çok yeşil alan gibi algılanan eski bir mezarlık. Hangi dönemden kalmış olduğu-
nu hala daha bilmem. Sokakta oynadığımız oyunlar istemesek de zaman zaman bu mezarlık üstüne kayardı. Sokağımızda futbol, basketbol, voleybol en çok ilgilendiğimiz spor aktiviteleri idi. Hatta kendi ölçeğimizde olimpiyat oyunları dahi düzenlemiştik. Oyunlarımızın kapasiteleri arttıkça sokağımızın gerek boyut gerekse toğoğrafik olarak ( yokuş ) bizlere yetmeyeceği fikri hasıl oldu. Ne yapabiliriz dedik? Aklıma bir fikir geldi ama dönem hassas, evde önce aileme danıştım. Özellikle annem beni cesaretlendirdi ve hemen ertesi gün arkadaşlara fikrimi anlattım. 1 gün içinde 15-20 imza topladım ve Belediye Başkanımız Sayın Hasan MELEK’e bu imzalarla beraber bir istek mektubu yazdım. İsteğimiz şu idi;
Sokağımıza hatta mahallemize çocuk ve gençler için oyun alanı istiyoruz.
Bu mektubumuz Sayın Melek tarafından yerel bir gazetede yayınlandı. Bir sa-
bah iş makineleri sesi ile uyandık. Bir de ne görelim. Belediyemiz bahsettiğim o me-
zarlık üzerinde hummalı bir çalışmaya girişmiş. Okul da var. Okula gitmeden hemen
oradaki yetkililere ne yapılmakta olduğunu sordum. Cevap beni uçurmaya yetti; Size
oyun sahası yapıyoruz.
Bu cevap o dönem ki biz gençler ve bizden küçük çocuklar için ne büyük, ne
önemli bir cevap idi. Hemen hemen her gün şantiye görevlisi gibi okulumuzdan arda
kalan zamanlarımızı bu inşaatın içinde geçirdik. Nihayet ilk 23 Nisan bayramı sabahı
Vali Sayın Agah BÜYÜKSAĞIŞ, Sayın Tugay Komutanı ( ne yazık ki ismini hatır-
layamıyorum) ve mektubumuzu ciddiye alıp değerlendiren Belediye Başkanı Sayın Hasan MELEK’in katılımları ile bu oyun alanı kullanıma açıldı. Ayrıca açı-
lış esnasında bizlere basketbol topu da hediye edildi. Biz de kendilerine birer
adet gül hediye ettik.
Bu oyun alanı uzun bir süre mahalle çocuk ve gençlerine gece, gündüz hizmet verdi. Ne güzel ve de ne çekişmeli basketbol maçları yapardık orada. Bizim kuşaktan sonra ne yazık ki çocukların ilgi alanı dağıldı. Yani bugün bütün gençliğin derdi olan bireysel yaşamanın temelleri o dönemlerde atıldı. Bunun bizim mahalle ve sokağa yansımasının en önemli göstergesi işte bu oyun alanı oldu. Çünkü bizim kuşaktan sonra buraya sahiplenen çıkmadı ve burası bir süre yani 1984-1989 yılları belediye
döneminde mahalle otoparkı gibi çalıştı. Bu süre içinde oradaki araç ve gereçler de söküldü.
Aradan yine bir süre geçti ve 1989-1994 yılları belediye döneminde bu alan
plan değişikliği ile konut alanına dönüştürüldü ve özel sektöre satıldı.
Bugün burada nerede ise 15 yıldır kocaman, yüksek, nefes almayan, nefes vermeyen, adeta sandık gibi bir apartman bulunmaktadır.
İşte size sokak kültürü ve belediye ilişkisi çerçevesinde aynı alan üzerinde
üç farklı belediye anlayışı.
Yorum sizin……


Gürol USTAÖMEROĞLU

2 yorum:

Trabzon Lisesi 1982 dedi ki...

nasıl yani mezarlığı oyun parkı mı yaptılar!!! Umarım o topları rahmetlilerin üzerinde oynamadınız..
Değişimleri belediyelerin karakterine yüklemişsin,bence teşhisin yanlışş..yani eyy ruuuh...nur

Trabzon Lisesi 1982 dedi ki...

Şöyle izah edeyim, aslında şaşırmakta haklısın detayları yazı içinde açıklamak istemedim.
Yazıda da değindiğim gibi çok eski bir mezarlık idi. Hatta insanlar orada kurban bayramları kurban keserdi.
Oyun alanı için çalışma yapılırken birkaç kemik çıktığını hatırlıyorum. Onlar da başka yere nakledildi.Yani mezarlık demesek kimsenin anlayamacağı bir yeşil alan idi.
Burada değişimden ziyade sokak kültürüne vurgu yapmak istedim. Bizler taşlıklı avlulu evlerde büyüdük. Bu tip oyun alanları da kent taşlığı, kentsel avlu olarak belediyelerce değerlendirilmelidir anlamında vurgu yapmak istedim. Sonraki belediyeler ise bu tip avlulara daha başka gözle ( rant..vs )baktılar.
Gürol